價格:免費
更新日期:2019-03-10
檔案大小:21M
目前版本:1.0.7
版本需求:Android 5.0 以上版本
官方網站:http://piranafilm.com
Email:info@onetwo.app
聯絡地址:Onikisubat/Kahramanmaras
81 ilin bilgilerine ve kuşbakışı fotoğraflarına rahatlıkla ulaşın.
Pirana Film ”Kuş Bakışı Türkiye” projesiyle 81 ilin tarihi ve doğal güzelliklerini 90 kişilik bir ekiple havadan görüntülemiştir. Bu proje Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenmiştir. Pirana Film; genç ve dinamik kadrosuyla sürekli üreten ve yaptığı her işi bir öncekinden daha iyi yapma gayretiyle büyümeye devam etmektedir.
İstanbul
Yıllar boyunca büyük İmparatorluklara ev sahipliği yapan, dinlerin, dillerin, ırkların buluşma şehri, Türkiye'nin ve Avrupa’nın en kalabalık şehri… İstanbul!
Asyadan bir kısrak gibi uzanır Anadolu… Avrupa’ya değmeden İstanbul olur eli.
İstanbul’u dinler şair, gözleri kapalı… Ankara’nın İstanbul’a dönüş yolunu sever hep bir başka şair… Dünya güzeli bir kadındır bir başkasında… Canım İstanbul’um der bir diğeri… “Nereye gidersen git, orada İstanbul” denilir bir şiirde de. İstanbul’u anlatır sayısız şiirler, şarkılar, kitaplar… Siz Sinan’ı izlerken her adım başı, İstanbul kendini anlatır sessizce.
O büyük fetih komutanı hadis-i şerif içinde müjdelenir… Adı Fatih Sultan Mehmet olur. Bizans’ın Konstantiniyyesi İslambol olur yükselir minareleri, kubbeleriyle…
Yenilmez şehirdir İstanbul. Burada yaşayan dini, dili, ırkı ve rengi ne olursa olsun, İstanbulludur. Roma’ya, Bizans’a, Latin ve en son Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmış olsa da ''Dünya bir ülke olsa başkenti İstanbul”dur Napolyon’a göre.
Sarayburnu’ndan hafif bir rüzgâr fısıldar uhrevi bir musikiyi boğaza… İleride musiki ısınır, sözler ısınır. Haliç’te Altın boynuz’da yanar bir gemi. İstanbul yanar suyun içinde. İstanbullular yanar içlerinde…
Kız Kulesi'nde tutsaktır aşk acısı yıllarca özlenen ve hasretle anılan bu şehirde. Akşamları balıkçılar teknesinde öldürür fakirliği tuttukları balıklararla. İskeleden kalkan bir vapur yükselir mavi suların tepesinden martıların göğüne… Ebu Eyyüp El Ensari, Hz. Yuşa, Aziz Mahmut Hudayi, , Yahya Efendi, Telli Baba ve daha nice İslam büyüğü manevi bekçisidir şehrin.
Bir gurbet treninin düdüğü duyulur Haydarpaşa’dan geçerken vapurla. Rumeli ve Anadolu Hisarı'nın ihtişamı önünden süzülür gemiler. Dolmabahçe’den Topkapı Sarayı'na, oradan Yıldız Sarayı'na, Beylerbeyi Sarayı'na, oradan Çırağan Sarayı'na… Bitmez boğazın sergilediği sarayları, köşkleri, yalıları…
Sultanahmet'te, Süleymaniye'de bir bayram sabahını anımsatır Eminönü’nde güvercinlere buğday atan çocukların gülümsemeleri… Kapalı Çarşı'da kaybolmuş bir turist gibi dolanır Galata kulesindeki üveyikler. Emirgan Korusu'nda gökkuşağı rengi güzellikler. 15 Temmuz Köprüsü'nde şehitler selamlar üstünden İstanbul’un Avrupa yanına geçenleri…
Bir masaldır İstanbul. Anlatmak azaltmaz, artırır ancak. Uç uca eklenir anlatılar, hikâyeler boğazın derin sularına atılanlar hariç olarak. Dili olsa da konuşsa saraylar, cami, kilise, sinagog ve havralar ne şanlı milletler, ne büyük şahsiyetler barındırdığını kucağında bu şehrin.
Bazı şehirler vardır, ne vakit anlatılmaya başlansa söz gelir, şiir olur, şarkı olur olur dökülür satırlara.
Ankara
Kökü binlerce yıllara giden nice uygarlıkların hayat bulduğu Anadolu’nun ortasına bir mühür gibi inmiş baş şehir. Devletin üst düzey kuruluşlarının, idarenin ve siyasetin kalbi… Soğuk kış aylarının, sıcak kalpli şehri… Ankara!
Gök yerle, yer çamurla birleşir. Uzun bir yolu vatan müdafaası için kat edecek ağızlardan ortak bir marş yankılanır birbirini kaybetmeme çabasıyla.
“Ankara’nın taşına bak.
Gözlerimin yaşına bak.
Biz Yunan'a esir olduk.
Şu feleğin işine bak”
O "felek", ibresini Ankara’dan yana, toprakların asıl sahiplerinden yana kullanır ve düşman atılır yurttan. Dimdik yükselir Anıtkabir ve hatırlatır düşmana Türk’ün esarete uzak olduğunu.
Dizleri yaralı bir çocuk gibi surları yaralı, kadim kalelerden dinleyin Ankara’yı. Tepelerden aşağılara kat kat dolup taşar hayatlar… Yaralı surlar Ankara olurken Ankara tarihe altın harflerle kazınır.